26 Mart 2010 Cuma

Antalya Talya Otel



Talya oldukça uzun zamandır Antalya'da en sevdiğim otellerden biridir. Avantajları arasında; ferah odaları, kullanışlı banyoları ve şehir merkezine dolayısı ile Şişçi Mustafa'ya olan mesafesi sayılabilir.
Makul bir spor salonu ve havuza sahip Talya'nin sahili ve denizi ise -biraz ufak olmasına rağmen- muhteşem. Odalardan da görülebilen Toroslar ve uzaktan Tahtalı dağı manzarasına karşı denize girebilirsiniz.

Otel Falezler üzerine kurulu olduğu için sahilde arkanızda da beton bir otel değil, girintili çıkıntılı yapısı ile bir takım falezlere bakabilirsiniz. Sahildeki barında nefis mojito da yapılıyor.
Kahvaltı çeşitliliği makul ama genel olarak yemek konusunda çok iddialı bir otel değil. Fakat mesela Lara yolu üzerinde nefis bir balık lokantası var. Otelden taksi ile 10 dakika..

Az sevimli yanlarına gelecek olursak: Dekorasyonu biraz demode sayılabilir, otel hafif hafif eskimeye başlamış.
Lobi bar biraz sıkıcı. Yani kışın gidilirse otelin içinde takılacak pek bir yer yok maalesef.
Stat ile aynı sokakta olması maç günlerinde biraz sorun olabiliyor.

Hemen yanında Talya Convention Center var. Antalya'da kapalı alanda 2000 kişilik konserler vermek için neredeyse tek alan. Üst kat kulisleri oldukça kullanışlı. Lojistik açıdan da makul.

Havaalanına trafiksiz bir günde 20 dk.

22 Mart 2010 Pazartesi

Erzurum Polat Renaissance




Otel, Palandöken kayak merkezinde mukim.
Eğer konuya Erzurum'da bir otel diye yaklaşırsak gayet yeterli tabii. Ama burasının aslında bir kış sporları merkezi olduğu gerçeğini düşüneceksek bazı eksikleri var.



Sırası ile gidersek; Odalar gayet güzel ve ferah, ısıtma iyi ve kontrolü kolay, banyo temiz ve kullanışlı. Su kolay ısınıyor ve tazyik makul. Halılar eski ve çok toz tutuyor gibi görünüyor. Otel'in genel ambiyansı ve dekorasyonu biraz eski ve özensiz bir his uyandırıyor.

Yemekler iyi değil, kahvaltı çeşitliliği yeterli ama lezzetli değil. (Eğer bir gece kalıyorsanız ve girdiğiniz sabah kahvaltı ettiyseniz, çıkış günü ikinci kahvaltınıza 20 TL yazmak istiyorlar. Hiç bir şekilde değmez)

Otel'in hiç bir yerinde filtre kahve bulmak mümkün değil, kahve deyince açıkta duran çukur bir tabakta hazır kahve gösteriyorlar. Alternatif olarak Türk kahvesi içmek mümkün, fena da yapmıyorlar.

Çalışanlar iyi niyetli fakat tecrübesiz gibi. Bazı basit sorunlar aşmak vakit alıyor. Mesela; "Siz check out etmişsiniz o yüzden bunları odaya yazamıyoruz" dedikleri zaman "Hayır biz daha bugün girdik" diye savaşmayın. Zira 3 ayrı çalışan sırayla gelip aynı şeyi tekrar söylüyor. Bu sefer "Nakit ödiyeyim o zaman" deyince de "Bozuk yok" diyorlar. Ama hep güler yüzle :-)

Otel ile havaalanı arası yaklaşık 20-30 dakika..

Balo salonu ile ilgilenenlere;
Salon ince uzun, yerler halı kaplı, tavan yüksekliği 3.80 mt.
Salonun içindeki çeşitli sütünların en az ikisine denk gelmeyecek bir sahne kurmak imkansız. Yaklaşık kapasite ayakta 2000 kişi. Arkadan direkt kamyonların yanaşabileceği bir giriş var. Jenaratör kablosu çekmek de kolay, yani lojistik fena değil.

Bu arada kafanızı otelden çıkarır çıkarmaz harika bir hava ile karşılaşıyorsunuz ve hiç bir aksilik umurunuzda olmuyor. Otelin arkası Erzurum'a ve çevresindeki dağlara bakıyor. Otelin teleferiği ile yaklaşık bir saatte zirveye çıkıp geri dönmek mümkün. Çıkanlar "Manzara nefis" dedi. Benim vaktim ise ancak kısa ve keyifli bir yürüyüşe yetti..

18 Mart 2010 Perşembe

Samsun Marin Butik Hotel

Samsun'a gelindiğinde genelde Büyük Samsun Oteli'nde kalırdım. Samsun'da başka düzgün otel yok diye razı olduğumuz bir yerdi. Fakat burası eski, odalardaki halıları toz içinde, duş yapması bir macera olan bir oteldir. En son geçen sene kaldığımda otel müşterileri rahatsız oluyor diye lobide bira içirmemeye de başlamışlardı. Hatırladığım tek iyi yanı konuşan asansörleri sanırım.

Neyse ki bu sefer Marin Butik Otel'i bulduk.
Otel 2009 Eylül'de açılmış. Odaları oldukça ferah, tertemiz, banyoda her şey çalışıyor, duş yapmak gerçekten keyif. Televizyonlar yeni modaya uygun bir biçimde küçük lcd. Eğer büyük ekran seviyorsanız biraz ufak gelebilir ama odaların bir kısmı denize ve uzun bir kumsala baktığı için açıkcası ben hiç tv izleme ihtiyacı duymadım.
Sahile inerseniz, nefis deniz kokusu eşliğinde kilometrelerce yürüyebilirsiniz de..


Otelin çalışanları çok yardım sever ve işlerini severek yaptıkları hissediliyor.

Yemekler ise nefis. Gerçekten bu konuda şaşırtıcı derecede iyiler. Kahvaltıda açık büfenin yanı sıra masaya serpme yapıyorlar. Yöresel yiyeceklerden mıhlamayı tatmanızı öneririm.
Akşam yemeğinde ise özellikle mezeler çok başarılıydı. Yemek fiyatları ise kalite ve lezzete oranla gayet makul.

Tek minik sorun bence asansörde. Tek asansör var, biraz ufak ve bazen çağırınca üst kata gelmiyor.

Havaalanına yaklaşık 30-40 dk. Samsun gibi bir şehir için uzun mesafe sayılabilir. Vakitli çıkmak lazım..



Sonuç olarak bir daha Samsun'a gidip de başka yerde kalacağımı sanmam.

Emeği geçen herkesin eline sağlık..

Tanım




İşim dolayısı ile yaklaşık 1992'den beri ayda ortalama 3-4 gün evimden uzak bir takım şehirlerde konaklıyorum. Bu sebeple de sürekli bir takım otellerde kalıyorum.
Bir kaç sene önce dedim ki; "E ben bu oteller hakkında notlar tutsam, sonra da onları bir yerlerde yayınlasam olur mu acaba"
Fakat tabii ki üşendim ve bu planı (da) hayata geçiremedim.

Sonra bu sene bu blog mevzuuna uyandım ve dedim ki "işte fırsat budur, yürü be!"

Bu sayfada bundan sonra kaldığım oteller hakkındaki fikirlerimi yazacağım. Tahminen; rahatlığı, yemekleri, temiziliği, servisi, ulaşım şartları gibi bir takım kriterler öncelikli olacaktır. Göreceğiz..

Bir de uyarı koyayım, şöyle ki;
Burada yazacağım tüm yorumlar mevzu bahis otelin kaldığım günkü durumu ve -daha önemlisi- benim algımla ilgilidir. Yani sonra karşıma geçip "ben gittim yemek kötüydü", efenime söyliyeyim "sen nasıl bizim otele kötü dersin biz turizm zort belgesi aldık" gibi şeylerle gelmeyin.

Önümüzdeki ay yaklaşık dokuz otelde kalacağım. İlk yorumumu, dün gece geçirdiğim otel ile ilgili yazacağım.
Vatana millete hayırlı olsun..